29 Kasım 2013 Cuma

Hiçliği arayan adam.

"Mangonun tadını bilmeyen birine, mangonun tadını nasıl anlatabilirsin?"

Gerçek var olabilmektir. Ve bunun ötesinde başka bir gerçek tanımıyorum.

Mutlu olmaya çalışıyoruz. Kovalıyoruz mutlu olmayı. Tüm isteklerimizi, tatmin olmamız için gerekli olan her şeyi sağlayabilseydik eğer varlığımızın bir anlamı kalmazdı ve tüm gerçekliğimizi yitirirdik.

Bir gerçek yaratabilmek için, bir neden yaratmak yeterlidir...

Hep paralel gerçekliklerden konuştuk... Hep zamanın bükülebilmesi, gerçekliğin incelenmesi...

Hep VARLIKTAN konuştuk... Hiç yokluktan bahsetmedik insanoğlu olarak...

Olmayanı düşledik gerçeği ararken. Hiçbir zaman gerçeğe de ulaşamayacağız ayrıca. Gerçeğe ulaşmak demek gerçeği yok etmek demek. Çünkü gerçek, kovalandığı sürece varlığını sürdürebilmekte.
Çünkü gerçeğin var olabilmesi için bir neden yaradılmış olması gerekir. sürekliliğini koruyabilmesi içinde nedeninin açıklanamaması gerekir...

Neden varım? Neden varsın? Hep kendine sorduğun soru bu değil mi? Varlığımızı sorguladık hep. Tanrıyı yarattık bu arada, varlığımızı açıklayabilmek için. Çok basit ve güzel değil mi? Nedenini bulamayacağımız bir hayal yarattık kendimize; Çünkü nedenini bulabilseydik varlığımız hiç olmamış olacaktı. Gerçeklikten silinecektik...

Bunu bulanlar, ve düşünenler yok olmuş olmalılar. Tam ifade etmek çok zor açıkcası; Yok olmuş olmaktan da öte birşey... Hiç varolmamış olmak...

Tanrının varlığına inanmak... Tanrınında ötesinde birşeyi arıyorum. Belkide bugüne kadar kimsenin cesaret etmediği birşeyi... Daha doğrusu; HİÇBİRŞEYİ ARIYORUM...

İnanıyorum ki, yaratabilmemiz mümkün... Zamanda dolaşabilmemizde, paralel evrenlerde...

Herkes, Neden sonuç içerisinde yaşıyor hayatını. Ama şu soru hep kurcalıyor aklımızı; insanı seçmeye iten ne? Her seçimimizin, herkesin, herşeyin her ihtimalinin var olduğu paralel evrenler dokusu...

şimdilik şunu arıyorum;
Evrenimizin, sonsuz bir hiçlik içerisinde varolduğunu düşünüyoruz. Ben ise, tüm paralel evrenlerin, Varolan bilinen ve hatta henüz daha keşfedilememiş olan tüm gerçekliğin neyin içerisinde olduğu sorusunu yöneltiyorum... Tüm paralel evrenlerin, tüm varlığın etrafını kaplayan hiçlik...

Biz nedenselliği biliyoruz. Nedensizliğin içerisinde nedensellik evrenimizdeki bir kum tanesi kadar küçük kalıyor olsa gerek...

Nedenselliğin içerisinden bakıp nedensizliği anlamak mümkünmü bilmiyorum. Sanırsam bu Matrix'in içerisinden çıkmak gibi olurdu. İhtimalsizliğine inanmak pek mümkün değil benim için...

Benim için hayat hep ihtimaller dahilindedir... Hiç bir şey kesin yargılar ile kestirilip atılmamıştır. Gerçeği kovalamaya devam ediyorum yani... Gerçeğe ulaşmak değil amacım, Çünkü varlığımı sürdürmek istiyorum.
Açıkcası bunu bu şekilde yapıyor olmamda gayet mantıklı. Gerçeğe ulaşmaya çalışmak için var olmak bir mecburiyettir. İyi yada kötü olduğu için değil; Nedensellik gerçeğin bir parçası. Halbuki nedensizliğin içerisinden bakabilseydim herşeyi görür, herşeyi hisseder; Tüm tarihi, tüm evreni, tüm paralel evrenleri, aklınızın aldığı ve alamadığı tüm sonsuzluğu kendi benliğimde hem var eder, hem hisseder, hem bilir.... HEMDE BENİM İÇİN HİÇBİRŞEY İFADE ETMEMESİNİ...

Birşey ifade etmesi için bir nedenim olmazdı çünkü... çünkü hepsini aynı anda yaşardım...

kelimelerim kifayesiz kalıyor... anlatmak için bile... yaşamak değil tam demek istediğim.
İçime tüm zamanı, tüm varlığı, tüm bilgiyi, tüm yaşamları.... herşeyi ve hepsini aynı anda içime sokmayı....
hem içime hem dışıma sokmayı...
dışarıyı içime, içimdekini de dışarı çıkarmayı...

Bu arada tüm bunları düşünürken, Düşüncelerimin beynimde kıpır kıpır dolaşması.. Cümlelerime başlayıp, sonunu getiremeden unutmam...

Umarım bu yazdıklarım tekrar okuduğumda bana yol gösterebilecek bir harita olur...

Hiçliği anlamak istiyorum...

Hiçliği arıyorum.

Boşluğun, yokluğun ötesine bakabilmek istiyorum.

Bir gün öleceğiz. Bir arkadaşıma da daha önce söylediğim gibi "kendi kendimize sorduğumuz birçok sorunun cevabını öldüğümüzde alacağımıza inanıyorum" ve ilk defa ölümümü heyecan ile bekliyorum.

Ölümünü ne kadar çok kovalarsan, o kadar var olursun. Ölüm gerçektir çünkü... Gerçeğe ulaşmaktır bizim tüm hayat amacımız... Ulaşmaya çalışmak...

Yaşam, ölüme ulaşmaktır...

Ölmez isen, yaşayamazsın... Yaşamaz isen ölemezsin...

Klişe bir sözdür; Hiçlikten gelip, hiçliğe gidiyoruz...

Varlık, gözlemlediğin sürece vardır. Bakmadığın, algılamadığın anda yok olur. Sen öldüğünde, Tüm evren de seninle birlikte yok olur.

Aynı, Matrixe bağlı olduğun fişin sökülmesi gibi. Matrixin tüm gerçekliği, senin matrixin dışına çıktığın ana kadardır. Dışarı çıktığın an artık her şey sadece elektrik atomlarının belirli bir mantığa göre hareketinden öte bir şey değildir.

Anlatmak zor... Mangonun tadını bilmeyen birine, mangonun tadını nasıl anlatabilirsin?

Şimdi birde hiçliği anlatmayı dene...

1 yorum:

  1. ivit benim için varsın ama komşu saadet teyze için yoksun ve hiç var olmadın. ama üzülme yarın senden biraz bahsedersem 150 m² alana daha yayılmış olabilir varlığın.

    YanıtlaSil