13 Kasım 2013 Çarşamba

Tanri, radikal karar ve aşk


Tanrı radikal kararlar verir mi?

Söyle düşünüyorum ki; evren ve insan var olmadan önce bize dair hiç Bir şey yoktu. Varoluşumuz başlı başına radikal bir karar sonucudur. Ayrıca dinlerde betimlenen cennet ve cehennem kavramları, ödüllendirme ve cezalandırma yönünden incelenecek olursa; sonsuz mutluluk ya da sonsuz azap olarak tanımlanmışlardır. Ödülün ya da azabın sonsuz seviyesinde olması ve sistemin bu şekilde kurulmuş olması radikal bir karar neticesinde oluşturulmamış mıdır?

Tanrının iyi niyetli olduğunu düşünüyoruz değil mi? Peki bu kadar naif miyiz biz insanoğlu olarak? Bence kendimizi kandırmayı seviyoruz... Aşk gibi tanrıyı sevmek. İyi ya da kotu diye bir isim altına almaya çalışmıyorum konuyu. Sadece, aşk körü körüne bağlanmaktır ve bezende hiç düşünmeden hareket etmektir. Karşılıklı ise ne mutlu bu çifte. Ama tek taraflı ise sunu garanti edebilirim ki işler sonunda âşık olan tarafın aleyhine sonuçlanacaktır. Çünkü aşk çok naif duygulardan alır gücünü. Bu naif duyguları yaşayamayan birisi, nasıl olurda kendi çıkarlarından ziyade karşısındakinin çıkarlarını ön plana koymayı becerebilir?

Biz tanrıya aşkla bakıyoruz. Anladığımız anlayabildiğimiz kadarını yasamaya ve yasatmaya, bazen diğer insanlara baskılamaya, yer yer hoşgörü ile yer yer katlederek aşkımızı yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.
Biz tanrıya aşığız!!! O sebepten belki holiganlığımız.

Peki, tanrı bize âşık mı? Umursuyor mu? Mesela biz tanrının bir yansımasıysak tanrı narsist mi? Yoksa tanrı algılayamayacağımız derecede bir varlık ve hislerimize karşılık veriyor da biz mi anlamıyoruz. Kaldiki karşılık veriyor ise bunu neden yapıyor? Bunuda sorgulamak lazım. Eğer aşkımız karşılıklıysa, bu demektir ki ask insanoğlunun hissedebileceği, ulaşabileceği en yüksek en kutsal histir. Ama suda çok ilginçtirki gençlerin ask yaşaması, tanrının huzurunda yapılmadıkça günah, isin içine tanrıyı sokunca mubah. Bize anlatılan tanrı, birbirimize âşık olmamızı kabul etmiyor. Sevişecek isek onun izni altında, onun istediği şekilde yapmamızı istiyor. Neden? 

Mesela 3kisinin ayni anda birbirine âşık olmasına ne der tanrı? 3 biseksüelin... Tanrı’dan ote, muridleri ne dusunuyor bu konuda? Linc ederler adami.

Tanri koskoca evrendeki kum tanesi bile olmayan 3 kucuk insanın birbirine asik olmasina karisiyor olamaz. askimiz karsilikliysa tanri birden cok insana asik demektir ve birden cok insana asik olmak ayip bir şey degildir. Tanrinin cinsiyeti yok denir, orasi değil de beni ilgilendiren, sonucta her ne ise tanri, erkek ve kadina ayri ayri asik olmalj. Demek ki insanlarda erkek ve kadina ayni anda asik olabilir.

Diyeceksin belki, neden tanri ile kiyasliyorsun bizi. İnsan anne babasindan ogrenir konusmayi yurumeyi. Bu sebepten bende fikir yurutuyorum  tanriyi anlamak icin. Gercegi arayisim hem bilimsel hem felsefi konularda sure gelmistir. Kendimi bildim bileli her şeyi sorarim. Zor sorular sormaktan cekinmemisimdir hic.

"baba, televizyona neden televizyon adini vermisiz?" Hatirladigim en eski sorum bu. Tam olarak anlatamamışım ama asil demek istedigimi yillar sonra anliyorum. "televizyonun adinin televizyon olmasi cok sacma, halbuki hgfwt da olabilirdi." Sordugum sorunun cevabında biliyorum simdi. Cunku dil, lisan ne ise yarar bunu ogrendim. Dil iletisim icin kullanilan bir aractir. Onemli olan televizyonun adi degil, bu kelimenin soylendigi kiside uyandirdigi anlamdir. Anlama giden aractir yani lisan.

ask, yasamamis biri icin var oldugu bilinen ama neoldugu bilinmeyen bir kelimedir. Yasayana kadar da bilemeyecektir. Hic avakado yememis birinin avakadonun tadini bilemeyecegi gibi.

Tanri kelimesi ise başli başına bir fiyaskodur. Her kafadan ayri bir ses cikar "tanri" kelimesinin altini doldurmak icin. Ne bilim tasvir edebilir tanriyi, ne din âlimleri. O yuzden aslinda tanri kelimesinin serostrantris kelimesinden cok bir farki yoktur. Hicbirimiz gormemisizdir, hicbirimiz tatmamışızdır. Sadece derin bir kabullenisten ibarettir tanri algimiz. Körü körüne bir kabulleniş. Belki de kokeninde oldukten sonra yok olmayacagimizi kendi kendimize yalan soyleyisimizdir. Nasil desem, elle tutulur, gozle gorulur olmayan, birileri soyledi, birileri yazdi diye dayatilan dusuncelerdir tanri. Icinden, kalbinden gectigi gibi yaşayamayacağın bir şeydir yani. Beraberinde de, kalbinden gecen bircok seyi yapmana yasak koyan ozgurlugunu, aşkını, cinsel tercihlerini, hayata bakisini kisitlayan birseydir...

Aslinda bu degildir tanri. Tanrinin tanımını, kitaplara, alimlere bakarak aramasan, bu dusuncelerden kafani kurtarabilsen... sadece kalbini dinlersen tanriyi bulabilirsin. Ihtiyacin olan hersey, dogru, yanlis, iyi, kotu bunlarin hepsi kalbinde mevcut insanin. Oraya bakabilmeyi ogrenmek gerekiyor. Dusunmek gerekiyor... tanri sana beyin vermis. Saksi gibi dursun diye degil. Koyun gibi yasa diye degil.
Aslinda, bu dunya bir test ise; dinlerin dunyaya gelmesi, insanlarin aklini celebilmesi ve cesitli kotulukleri tanri adina yapilabilmesi dusuncesi tam da seytandan cikacak bir fikre benziyor. Cunku oturup biraz dusununce insan tanriyla olan iliskisini kurabilecek herseyi kendisinde bulabiliyor. Bu donanimla gelmisiz zaten dunyaya. Dinler seytan isidir...

Dunya düz diyenlere, Dunya yuvarlak diyorum. Dinleri tanri gonderdi diyenlere de dinler seytanin isi diyorum. Linc etmeyin beni... linc ederseniz, birak etmeyi, isterseniz bile beni haklı çıkarırsınız.

Ask guzeldir. Ask hatalar yapabilir ama ask asla kotu niyetli degildir. Vazo ile oynamak isteyen cocugun yanlislikla vazoyu dusurmesi ve sonra pisman olduğu icin doktugu gozyaslari kadar saftir ask.

Sevmeyi ogrenmemiz lazim daha insanoglu olarak. Insan olamamışız daha, henuz ancak insan oglu olabilmisiz. Dusuncelerimiz evrensel, birlikteliklerimiz evrensel degil daha.  Ozgurlugu, esit olmayi, kardesce yaşamayı ogrenememisiz. Emekliyoruz. Her tarafimiz hala yara bere icerisinde. Soyle bir hepberaber dustugumuz yerden kalkip bir elimizi yuzumuzu, gezegenimizi bi yikasak. Buradan baslayabiliriz belki insan olmaya giden yola.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder