5 Mart 2011 Cumartesi

"SHE" is love itself

kendimi hep aldatmaya meğilli buluyorum.... neden ki bu böyle?
aldatsam mı? aldatmasam mı?
biri dediki; dokunamadığın neye yarar...
bilemedim. artık eskisi gibi öyle hazır cevap değilim. oturup düşünüyorum kara kara.
bi arkadaşım da içime kurtlar şeytanlar düşürdü...

bence balık kadınları çok korkunçlar. :) çok çekiciler, çok karışıklar ve çok melankolikler. insanın kendini kaybetmesine yol açan bir yapıları var. korkuyorum onlardan. :)

üç vakvakte kadar bir test var önümde. buraya dürüstüm. hiç yalan söylemedim. ne hissettiysem onu yazıyorum. sonunda anlayacağım nasıl bir insan olduğumu. dikkat çekerim ki nasıl bir insan olduğumu "düşündüğümü" demiyorum, olduğumu anlayacağım. en azından şimdiki amacım bu. kendimi öğreniyorum.

yalan söyleyebilirmişim. bunu farkettim. ha henüz söylemedim, ama olabilir... demek ki insanlar da böyleler. her an yalan söyleyebilirler. belki "aşk" değiştirir, şekillendirir insanı. ama onun dışında bilemiyorum.

kimseyi aldatmadım bu güne kadar. bu gün aldatırmıyım? en önemli soru, geçmişte yaptıklarımız bu günümüzü belirlermi acaba?

ağır ve zor sorular bunlar. korkutucular.

burcu demişti "senin kadınların var" diye. haklı mı acaba? bir çok kadınım mı oldu hep? bilmiyorum. ha ama şu an var. çünkü böyle mutluyum. böyle ayaktayım şu an.
evet bu belki fırtınadan önceki ses siz lik gibi. belki de limanlarımın dinginliğini işaret ediyor. kendime biraz zaman tanıyacağım. koca egomu (çok da şekerdir kendisi) salıcam çayıra mevlam bayıra. hadi bakalım hayırlısı. nice yazılara...

edip dediki bugün "hayatıma ne zaman bir kadın girse, ondan önceki hayatımı özlediğim için ondan ayrılıyorum"  diyemedim ki ona "bende aynı şeyi çoğunlukla hissettim" diye. o mu daha dürüst kendine; ben mi?

mi ayrı yazılırmış... sevmiyorum onun ayrı olmasını... pis "mi" halbuki notaların hepsi güzel. ve do sesi bit rate işliyor. 2 Hertz ve katlarının hepsi do. bir yerde okumuştum. öyle sanırım :))

görüşmek dileğiyle blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder