4 Ocak 2011 Salı

joker

dexter.... 6. sezon 12. bölüm...

reddediliş...

bende mi öyleydim hep? birilerinin ihtiyacı olduğu anda yanlarında olan, ihtiyaçları bitince kalmak isteselerde gitmek zorunda oldukları...

ağır geldi bana... dexterı kendime benzetiyorum bir çok yönden... o hissiz kaldığı zamanları, insan ilişkilerinde herşeyi eline yüzüne bulaştırdığı zamanları...

üzülüyorum sonra.. onun o insan olabilmek, normal olabilmek için verdiği savaşı bende veriyorum çünkü... bilmem belki herkes aynı savaşı veriyordur... pek zannetmiyorum ama. onun kadar kabullenemedim ben kendimi.. tanımını yaptıktan sonra "evet bak ben buyum" diyebildikten sonra kolay kendini kabullenebilmek. tanımını yapınca aslında herşey kolay...

ben bu kadına aşığım, dedikten sonra kolay, ne yapacağını bilirsin... ya aşık değilsen?.... ben bilmiyorum...

aşık değilim sanırım... olmak için çabaladım, sadece şimdi de değil önceleri de denemiştim...ama olmayınca olmuyor sanırım. ama hala aşık değilim de diyemedim. tanımını yapamadım işte. tek bildiğim içgüdülerim beni uzaklaşmaya doğru itiyor bugün. yarın ne gösterir bilmem. ama bugünde yaşıyoruz.

konuşmuyoruz... yada en azından ben tatmin olmuyorum... sevgili olmanın benim için taşıdığı anlamlara henüz ulaşabilmiş değiliz.... ve o yönde ilerleyebildiğimizi de düşünmüyorum... sevgilimi de kırmak istemiyorum... ama onun hayatımdan çıkmasıyla (evet böyle oldu ne yazıkki sevgilim olunca) hayatımda eksik kalan bir yer oldu... dokunuşlarıyla hayatıma yön veren bir kadın rolü boşta kaldı... güvenip sırlarımı açabileceğim bir kadın yok şu an... ilginçtir ki bir başka kadın "o zaman ben senin (o) kadının olayım" dedi bana... bu çok farklı bir histi... hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim. evet belki kibarca reddettim ama onun böyle düşünmüş olması bile içimi biraz olsun rahatlattı. reddettim derkende, kendi kendime de sormuyor değilim "acaba gerçektende (o) kadınım olsa nasıl olur?" diye. bu biraz da canımı yakıyor, eski zamanlarımı düşünüyorum çünkü.(o)'nu kaybetmiş olmanın hüznü var içimde...

2011'e girdik... bu senem de herzamanki gibi daha değişik geçicek. bu sene 25 yaşında bir adam olarak yaşayacağım... ve herzamanki gibi gene çocuk bir tarafım kalacak... sanırım bu hiç değişmez bir parçam... ve bu parçamı seviyorum... buraya yazılar yazmak mesela... çocukça. benimle blogger diye dalga geçenler var... ne yapsam dalga geçiliyorum zaten. o yüzden savaş vermeyi bıraktım. diğer insanlardan farklıysam ne yapabilirim ki? evet blog yazmayı seviyorum. family guy daki babanın espiri anlayışını seviyorum. buysa benim suçum suçluyum anasını satiym. bu yanım büyümeyecek işte, kim ne kadar götünü yırtarsa yırtsın.

sinirlendim... neyse. iyi geceler herkese

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder