27 Mart 2016 Pazar

NEEEEEKST

Tolerans ve hoşgörü.

Bir insana çok kızabilirsin. Çok ufak bir haraketiyle derinden sarsılıp, dünyaları yıkmak isteyebilirsin.

Ve bunu yapabilirsinde. Seni tutan hiç bir şey yok.

Seni senden başka tutabilecek hiçbir şey yok.

Tek sınır akıllarımız. Birine inanmadıysan kendini teslim etmen pek te mümkün değil. Vizyon sahibi olmak; bildiklerinden öte bilmediklerinin farkındalığı ile alakalıdır. Medeniyeti bugüne getiren herkes vizyon sahibi kişilerdi. insanlığın bilgilerinin ışığında aydınlanmış; bilinenin ötesine bakmaya cesaret edebilecek kadar açık görüşlü insanlardı.

İnsan ön yargılarından, korkularından, tüm öğretilmişliklerinden arınmayı bilebilmeli ki; saf ve naif bir şekilde bakmayı bilsin. Bakışını bir çocuk gözleri ile; bir kuantum fizikçisi bilgisi ile harmanlayabilsin. Bu ikisinin harmanı, bilgeliğe giden yolu açacaktır.

Evet kızabilirsin. Çünkü önyargılarından, korkularından, öğretilmişliklerinden güç alacaksın kızmak için.
Savaş çıkarmak kolaydır. Bağırıp çağırmak... En zor şey affetmektir. Çünkü sana yapılan kötülük ve haksızlıkları affetmek büyüklük ister. (Ben yapabiliyor muyum? Hayır belki, ama deniyorum ve gelişiyorum) egonu bir kenara koyup, bireyin adına değil; daha evrensel bir bütünlük için hayatı değerlendirmek zannedersem ki ulaşmamız gereken evrim sürecinin içerisinde önemli bir checkpoint olacaktır.

Tolerans ve hoşgörü.

Madalyonun bir öteki yüzü vardır. Bir bizim bakabildiğimiz, birde bizim görebildiğimiz. Bakmak gayet fiziksel bir eylemdir. Güneşin, yıldızların ışığı yansıyarak gözlerimizde elektriksel sinyallere dönüşürler.
Görmek ise farklıdır. Bu görüntünün beynimizde ne oluşturduğu ile ilgilidir.
Çocuk ile yetişkin arasındaki temel fark ta budur. Çocuklar bizden çok daha fazla şeyi görürler. Çok daha fazla detaya dikkat ederler.
Ama büyüdükçe, daha derinleri görmeye başlar insan. Alice harkalar diyarındaki tavşan deliğinin gittiği yerlere kadar, minik bir bakış anlam bulabilir.

O yüzden, insanları konuştukları ile değil, yaptıkları ile yargılamak daha doğru.
O yüzden tolerans ve hoşgörü ile insanlara bakabilmeyi öğrenmek gerek.
Kızmamak elimizde. Sinirle davranmak, Objektifliğimizi sınırlandırıyor.
Ki hoşgörü bile sınırlayıcı.
Sadece tolerans sınırlarımızı açmak, daha sakin, daha dingin yapacaktır ruhumuzu. Dinginlik ise algımızı açacak ve ruhumuzda yeni tohumlar filizlenmesine imkan tanıyacaktır.

Kimseye ders vermeye çalışmıyorum. Okuduklarınızdan kendinize bir pay çıkarırsanız, Eğerki gelişmenizde herhangi bir faydam olduysa ne mutlu bana. Çünkü ben burada kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Başkalarının okuyabilmesinden ziyade, en çok ben okuyorum bu blogu.
Aşklarımı, Kavgalarımı, Düşünülerimi, Ruhumu açmaya çalışıyorum. Nereye doğru gidiyoruz? bunu da arada bir tartmak lazım. Kendime en iyi öğretmen benim. Çünkü kendime en iyi düşman benim. Ne kadar kendime olan zararlarımı engelleyebilir, ne kadar pozitife çevirebilirsem....

İşte o kadar ruhumda yeni çiçekler filizlenebilecektir.

İşte ben de o kadar çiçek olacağımdır.

Kendim güzel olduğum kadar, İnsanlığa da bir parça renk, bir parça güzel koku bırakma şansım olacaktır.

Tolerans ve hoşgörü ile...

Affetmeyi bilmek ile...

Bakmaktan bir adım öte, Görmekten bir adım öte

Bilinmeyene olan içgüdülerimi izleyerek; GELECEĞİN VİZYONUNU aklımda kurarak.

Heyecan ve güzel duygular ile

İleriye, geleceğe doğru.... :D



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder